Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Bakanlık tarafından İstanbul’da düzenlenen ‘Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası sonrası EHA Medya'ya konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı ve Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin açılış
konuşmalarıyla başlayan ‘Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası’, 6 ayrı
komisyon toplantılarıyla 3 gün sürdü.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan
Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Şura’nın tamamlanmasının ardından EHA Medya'ya
yaptığı açıklamada deprem ve kentsel dönüşüm konularının önemine değinerek bu
konuların siyaset üstü olduğunun altını çizdi.
"KENTSEL
DÖNÜŞÜM İLE İLGİLİ YENİ BİR ADIM DAHA ATMAK İSTİYORUZ"
Şuradan beklentilerine ilişkin sorduğumuz
soruyu yanıtlayan Tuzcuoğlu, "Ülkemiz yaşamış olduğu tecrübelerden dolayı
toplumsal bilinç itibariyle de kentsel dönüşüm ehemniyetini kavramış durumda.
Bugün geldiğimiz noktada bizim bu şuradan beklentimiz; kentsel dönüşümün önünde
süreç içerisinde ortaya çıkan bir takım problemleri, sorunları, karşılaştığımız
zorlukları ortadan kaldırabileceğimiz yeni bir takım düzenlemenin altlığını
oluşturmak. Toplumun her kesiminden kamu kurum ve kuruluşlarından burada
kıymetli isimlerin yer almış olması bizim için önemli. Buradaki bilgi ve tecrübeyi belli bir kıvama
kavuşturup kentsel dönüşüm ile ilgili yeni bir adım daha atmak istiyoruz."
ifadelerini kullandı.
"DEPREM
VE KENTSEL DÖNÜŞÜM SİYASET ÜSTÜ BİR KONU"
Tuzcuoğlu, deprem ve kentsel dönüşümün siyaset üstü bir konu olduğunu ve bu
hususta adım atacak herkese Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı'nın kapılarının sonuna kadar açık olduğunu belirtti. Kamuoyundan,
belediyelerden ve vatandaşlardan beklenti ve tavsiyelerine yönelik konuşan
Tuzcuoğlu, "Bütün belediyelerimize gereken her türlü desteği vermeye
hazırız ve bugüne kadar da öyle yaptık. Konutlarımızı yaparken çok temel
kriterler var ve bu kriterlere uygun yapmamız gerekiyor. Bilimsel gerçekliğe
uygun, zemin etütlerimizi yaparak, statik hesaplarımızı doğru yaparak,
mimarimizi doğru oturtarak tüm kriterleri sıfır tolerans ile yapmamız
gerekiyor. Bunu yaptığımız takdirde deprem gerçeğinin var olduğu ülkemizde biz
doğru bir şekilde iş yapmış, doğru adımları atmış oluruz. 2000'li yıllardan
önce çok uzun yıllara varan bir yapı stoğumuz var. Bu yapı stoğumuz maalesef
problemli. Bunları yenilememiz gerekiyor. Yenilemenin yolu da kentsel
dönüşümdür ve kentsel dönüşümü de doğru yapmamız gerekiyor. Kentsel dönüşümü
hızlı bir şekilde hayata geçirmemiz gerekiyor çünkü kaybedecek zamanımız yok.
Bu şuranın amacından bir tanesi buradaki ortaya çıkan fikirleri çok hızlı bir
şekilde hayata aksettirebileceğimiz mevzuat düzenlemelerini hazırlayabilmek.
Bugüne kadar kuşkusuz çok önemli mesafeler katedildi. Şimdi hızımızı biraz daha
arttırmamız gereken bir dönemdeyiz. Dolaysıyla bütün bu çalışmaların da aslında
maksadı ülkemizi deprem afetine karşı hızlı bir şekilde hazırlamak. Şu anda
Kahramanmaraş bölgesinde yaşanan depremle ilgili bakanlığımızın çalışmaları
büyük bir hızla devam ediyor. Orada dünya tarihinin çok ender rastladığı
olağanüstü iki büyük deprem üst üste geldi ve 11 vilayetimizi etkiledi.
Baktığımız zaman depremin toplam etki sahası Almanya, İngiltere gibi ülkelerin
yüz ölçümlerinden çok daha büyük bir alana ulaşıyor. Öyle olunca biz de şunu
arzu ediyoruz. Hem vatandaşlarımızla hem belediyelerimizle hem STK'larımızla
hem üniversitelerimizle Çevre Bakanlığımızın da öncülüğünde bir ve beraber
hazırlığı büyük bir hızda sürdürelim." dedi.
"KENTSEL
DÖNÜŞÜM İLE İLGİLİ DESTEKLER SÜRÜYOR"
Kentsel dönüşüm projelerine yönelik devletin
desteklerine de değinen Tuzcuoğlu, "Ülkemiz kentsel dönüşüm ile alakalı
destekleri çok farklı, çok yönlü bir şekilde sürdürüyor. Yeni projelerle de
bunu devam ettiriyor. Evini yapanlara yardım noktasında yaptığımız şuanda bir
çalışma var. Bunu dışında rezerv alanlar belirlemek suretiyle oralara yapılacak
konutlar, kira yardımı gibi yöntemlere deprem kuşağında olan bölgelerdeki
vatandaşlarımıza sayısız imkanlar sunuyoruz. Deprem bölgesinde yapmış olduğumuz
evini yerinde yenile projesinde evini yapacak vatandaşlarımıza yönelik yapmış
olduğumuz 1 milyon liraya varan desteklemeler.. Bunların hepsi pratikte
vatandaşımızın aslında sağlam, güvenilir konutlarda huzur içinde yaşamalarına
yönelik hamleler. İnsanlarımızın can ve mal güvenilirliğini korumak, sağlam,
dayanıklı dirençli şehirler inşa etmek. Bunun için bu çalışmalar yürüyor."
ifadelerini kullandı.
"RANTSAL
DÖNÜŞÜM GİBİ TABİRLERDEN HIZLA UZAKLAŞMALIYIZ"
Kentsel dönüşüm kapsamında projelerden
beklentilere ilişkin de konuşan Tuzcuoğlu, 'rantsal dönüşüm' gibi tabirlerden
hızla uzaklaşıp, bu konunun siyaset üstü değerlendirilmesi gerektiğinin altını
çizdi. Tuzcuoğlu konuya ilişkin "Yaşanan bütün bu hem ülkemiz ölçeğindeki
tecrübelerden hem de küresel ölçekteki tecrübelerden yola çıkarak, güzel,
kimlikli, sağlam, insan merkezli, sağlıklı şehirler inşa etmek. Bunu anlamamız
gerekiyor. kentsel dönüşümün ruhunda bu var. Belli dönemlerde siyasallaştırmak
istendi. Bu siyasallaşacak bir konu değil. Mesela rantsal dönüşüm diye bir
tabir kullanıldı. Rantsal dönüşüm dediğimiz yerlerdeki insanlar çürük
konutlarda, çarpık kentleşmenin olduğu yerlerde yaşıyorlar. Bu insanların doğru
bir kentsel dönüşüm ile sağlam konutlara kavuşmalarının önüne biz niye çıkalım.
Eğer bugün 2000 sonrası yapılan konutlarda bir problem çıkmamışsa, oralarda can
ve mal güvenliğimizi koruyabilmişsek bu güzel bir şey değil mi? Yeni deprem
gerçeğiyle karşı karşıya kaldığımızda rantsal dönüşüm diye kimseye bir adım
attırmadığımız yerlerdeki insanlar orada bir felaketle yüzleştiği zaman
vicdanen nasıl cevap verebileceğiz? Dolayısıyla kentsel dönüşüm yapmak
zorundayız. Bunu şehirciliğin ilkelerine uygun bir şekilde yapmak zorundayız.
Hızla bu tarz söylemlerin dışına çıkıp, siyaset üstü bakış açısı ile
değerlendirip, bir an evvel ülkemizi her türlü afete karşı şehirlerimizi
konutlarımızı dirençli hale getirmemiz lazım. Kentsel dönüşüm deyince böyle bir
çerçeveyi kavramak lazım. kimlikli bir şehirleşme, mahalle kültürünün olduğu
bir şehirleşme, sağlam konutların olduğu, çarpık kentleşmenin olduğu bölgeleri
temizlediğimiz, her türlü imkanın sağlanabildiği bir kentleşmeyi anlamamız
gerekiyor." ifadelerini kullandı.