11:23:5019 Mart, 2024
Ä°stanbul 11 Az bulutlu
23 Ekim 2019 04:14

Lübnan'da protesto gösterileri devam ediyor

Lübnan’daki gösteriler, alınan bütün önlemlere ve yapılan açıklamalara rağmen 7’nci gününde devam ediyor.

Lübnan'da protesto gösterileri devam ediyor

Lübnan'da hükümetin ekonomik krizi hafifletmek amacıyla aldığı kararlara rağmen hükümet karşıtı gösteriler 7’nci gününde de devam ediyor. Ülke tarihin en geniş katılımlı gösterilerine şahitlik ediyor. Her ırk, mezhep ve dinden erkek, kadın, çocuk ve genç günledir sokaklarda. Başbakan Saad Hariri'nin ülkedeki tansiyonu düşürmek için kameraların karşısına geçerek açıkladığı kararlar, beklenenin aksine tepkiyle karşılandı. Alınan kararları protesto etmek için meydanları dolduran göstericiler, bankaların önünde toplanmaya başladı.

Yerel medyada yer alan haberlere göre, banka önlerinde toplanan eylemciler, hatalı ekonomi politikalarına tepki gösteriyor.

Öte yandan Lübnan Trafik Kontrol Merkezi, göstericilerin, ülkenin kuzey ve güneyini birbirine bağlayan ana yolların çoğunu kısmen trafiğe kapattığını bildirdi. Ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle ilk ve orta dereceli okullar ile üniversitelerde eğitime ara verildi.

Protestolar nasıl başladı?

17 Ekim Perşembe günü Lübnan hükümetinin sosyal iletişim ağı Wahatsapp gibi uygulamalara vergi konması önerisinde bulunmasıyla başta Beyrut olmak üzere ülkenin birçok yerinde protestolar başladı.

Vergi tasarısı gelen yoğun tepkiler sonucu saatler içerisinde geri çekilse de halkın ekonomik olarak yaşadığı sıkıntıların bir yansıması olarak protestolar artarak devam etti. Bugün itibariye protesto gösterilerinde yedinci güne girildi.

Protestocular ne istiyor?

Lübnan halkı, yolsuzluk ve işsizliği önleyememekle suçladığı hükümetin istifasını, bazı isimlerin yargılanmalarını ve ekonomik sorunların en kısa sürede çözülmesini istiyor.

Siyasi taraflar ne söyledi?

Sünni Müstakbel Hareketi lideri Başbakan Hariri, gösterilerin ikinci günü yaptığı açıklamada, parti olarak sundukları her reform önerisinin hükümet ortaklarınca engellendiğini öne sürdü.

Hariri, "Hükümet ortaklarımıza bizi, halkımızı ve uluslararası ortaklarımızı ikna edecek bir çözüm sunmaları için en fazla 72 saat süre sunuyorum aksi halde başka bir tutum sergilerim" diye konuştu.

Hristiyan Özgür Yurtseverler Hareketi lideri, Dışişleri Bakanı Cibran Basil ise cuma günü Hariri'yle yaklaşık aynı saatlerde yaptığı konuşmada, Lübnan'daki durumu "biriken krizler ve başarısızlıkların neticesi" olarak yorumladı. Basil, bir an önce gerekli tedbirlerin alınmaması halinde daha kötü günler görebileceklerini söyledi.

Şii Hizbullah örgütü Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, gösterilerin üçüncü gününde konuştu. "Hükümetin istifa etmesini desteklemiyoruz. Çünkü bu, yakın zamanda hükümet olmayacak anlamına gelir." diyen Nasrallah, mevcut hükümete yeni bir ruhla devam etmeleri gerektiğini savundu.

Dürzi İlerlemeci Sosyalist Partisinin Başkanı Velid Canbolat ise gösterilerin ilk saatlerinde Hizbullah ve müttefiklerini suçlayan bir dille Hariri'ye birlikte istifa teklifinde bulundu.

Hükümet düşerse ne olur?

Bu konuda Arap basınında dile getirilen görüşlerden bazıları şöyle:

Saad Hariri yönetimindeki Lübnan hükümeti farklı siyasi gruplardan oluşan kırılgan bir yapıya sahip. Örneğin tasarruf tedbirine muhalif liderler Lübnan Hizbullah’ına müttefik bakanlar.

Lübnan’da hükümetin düşmesine yönelik yoğun protestoların olmasının yanında, genel olarak Hariri ve müttefiklerinin istifa etmeleri durumunda Hizbullah’ın yönetime gelmesinden korkuluyor. Hizbullah’ın yönetimindeki bir Lübnan’a yatırım ve yardımların gelmesi oldukça zor görünüyor. Hariri’nin hükümet içindeki rakipleri dahi tam bir ekonomik çöküşe ve kaosa neden olabileceği için hükümetin istifasına karşı çıkıyor. Bölgedeki bölünmelerin, Ortadoğu’daki güçler arasında çatışma merkezi sayılan bu küçük ülkeyi kanlı bir sonuca götürebileceği dile getiriliyor.

Lübnan hükümetinin oluşumuna nüfuz, kaynak ve güç paylaşımı gibi iç çekişmelerin engel olmasının yanında en büyük engelin Suudi Arabistan ve İran arasında artan gerilim olduğu ve bu durumun Lübnan’daki bölünmeyi daha da genişlettiği belirtiliyor.

Lübnan'ın kamu borcu 86,2 milyar dolar

Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan'da, 2011'de Suriye'deki krizin başlamasıyla maruz kalınan mülteci dalgaları ve siyasi sorunlar nedeniyle ekonomik sıkıntılar yaşanıyor.

Maliye Bakanlığının mayıs ayında yayımlanan raporuna göre, ülkede kamu borcu 2019'un ilk çeyreği itibarıyla 86,2 milyar dolara ulaştı. Bu sebeple ülke milli gelir kaynağı ve yatırımcı bulmakta zorlanıyor.

Protestolar sonuç verdi mi?

Saad Hariri, “Hükümet ortaklarımıza bizi, halkımızı ve uluslararası ortaklarımızı ikna edecek bir çözüm sunmaları için en fazla 72 saat süre sunuyorum aksi halde başka bir tutum sergilerim” demişti.

Bunun üzerine yapılan görüşmeler sonucunda Başbakan Saad Hariri 21 Ekim’de ekonomik krizi hafifletmek amacıyla alınan kararları açıkladı ve “Parlamento isterse erken seçime gideriz” dedi.

Alınan kararların bazıları şöyle

-Bakanların ve vekillerin maaşları yarı yarıya azaltılacak.

Enformasyon Bakanlığının yanı sıra gerekli olmayan devlet kurumlarından bazıları kapatılacak.

-Bazı devlet kurumları ve bürokratlara ödenen desteklerde kesintiler yapılacak.

-Merkez bankası ve özel bankalar 2020 yılı bütçesinde "sıfıra yakın" açık hedefine ulaşılması için 3,3 milyar dolarlık destek verecek.

Alınan kararlar tepkiyle karşılandı

Lübnan hükümetinin ekonomik krizi hafifletmek amacıyla aldığı kararlar, halkı tatmin etmedi. Açıklama sonrası daha da büyüyen tepkiler birçok şehir ve bölgede "Halk rejimin düşmesini istiyor", "Devrim devrim devrim", "Evlerimize geri dönmeyeceğiz" ve "Devrimin ölmesine izin vermeyeceğiz" sloganları ile protesto edildi.

Hükümetin reform paketi uygulanmaya başlandı

Dün Lübnan Başbakanı Saad el-Hariri'nin basın ofisinden yapılan yazılı açıklamada, ülkedeki hükümet karşıtı gösteriler üzerine Bakanlar Kurulunun 21 Ekim itibarıyla aldığı ekonomik reform kararlarının tüm kamu kurumlarında uygulanmaya başladığı belirtildi.

Yaklaşık olarak 6 milyonluk nüfusa sahip Lübnan’da ekonomik krizin temelleri 1975 yılında başlayan iç savaşa dayanıyor Lübnan, Ortadoğu’nun etnik ve dini açıdan en karmaşık ülkelerinden biri.

Ülkede bugün yaşanan geniş çaplı protestoların temeli 1975 yılında başlayan ve 1990’ların başına kadar süren iç savaşa dayanıyor. 15 yıl süren iç savaş, 150 bin kişinin ölümüne bir milyon kişinin yaralanmasına, 350 bin kişinin kişinin ülke içinde yer değiştirmesine ve neredeyse bir milyon kişinin ülkeden kaçmasına sebep oldu.

Lübnanlılar iç savaşın bugüne ulaşan siyasi, ekonomik ve sosyal etkileriyle mücadele ediyor. 15 yıl süren iç savaş sonrası Lübnan’da siyaset keskin mezhepsel çizgilerle belirlendi. Ülkenin devlet başkanı Maronit Hristiyanlardan seçilirken başbakan Sünni Müslüman ve Meclis Sözcüsü de Şii Müslümanlardan seçiliyor. Bu parçalanmışlık dış müdahaleyi kolaylaştırarak ülke içindeki en basit ekonomik sorunların çözümünü dahi imkansız hale getiriyor.

EHA MEDYA

Görüş/Analiz: @ckrtrknn ve @dirsalih02